10/08/2010

ŞANTAJ MERASİMİ

ŞANTAJ MERASİMİ


Yani şimdi oldu mu bu? Günlerdir bekliyorum ve sen bana hayır olmadı mı diyorsun?

Napabilirim. Dediğin gibi yaptım. Eve gittim sabaha karşı 04.00 civarı adam horul horul

uyuyor; öyle uyuyor ki kapıyı açmadan horultusunu duymak mümkün. İçeri girdim. Bu yeni çelik

model kapılar sağ olsun, yağdan kıl çeker gibi… Onda sorun yok. Eve girdiğimde; açık kalan TV kap

kacak arasında dolanan kedi ve bir de adamın horultusu.

Aradım, aradım, aradım fakat yok.

Her yere baktığına emin misin?

Evet baktım!

Eeehh!... Daha sabahın körü beni neden uyandırdın be adam?

Konu o değil, evde biri daha vardı.

Bu akşam yalnız olacaktı. İstediğimi bana getirmedikten sonra çok da mühim değil. Sabah

sabah muhabbet etmek istiyorsan yanlış yerdesin. Haydi, git işine… Varsa tabii, uyuyacağım

ben…

Söylenerek yatağına giden adamı, Neco, ince ama kararlı ses tonu ile durdurdu.

Öyle değil. Sen bana haksız yere içeri tıkılacağını söylemedin mi, delilleri istemedin mi?

Geç onları şimdi. Dosyayı bulamamışsın işte.

Aslında bir şeyler buldum ama o beklediğin şekil değil yani dosya değil.

Nasıl?

Eve girdikten sonra beş dakika falan geçti belki daha fazla, o kadar sessizdim ki o gürültüde

komik kalıyordu sessizlik çabam.

Dalga mı geçiyorsun? Taksit taksit…

Sonra banyodan gelen kadın mırıltısı duydum. Şarkı mırıldanıyor biri diye düşündüm.

Kaçmakla saklanmak arasında kalakaldım. Kadını kapı aralığından görebiliyordum. Sen de biliyorsun

daire çok da büyük değil. Kütüphanenin kenarına sinip izlemeye başladım.

Banyoda buharlanmış aynayı sildi. Saçlarına şöyle bir çeki düzen verdi. Buhardan etraf zor

görünüyordu. Düşü yeni bitmiş olmalıydı. TV’nin ışığında banyodan çıkıp ışığı söndürdü. Çalışma

masasına doğru ilerledi. Nefes dahi alamıyordum. Çok yakınımdaydı vücut losyonunun keskin

kokusu hâlâ burnumda…

Nasıl bir kadındı?

Kumral, orta boyda, balıketinde, saçları kısa bir kadın... Yüzünü yakından göremedim.

Anladım asistanı o, yıllardır beraberler. Kadın o aşağılık adamdan kurtulamadı bir türlü. Onun

için de elinde bir şeyler saklıyor olmalı. Yoksa kadının o pislikle ne işi olabilir!

Sonra?

Sonrası ağzım kurudu, var mı içecek bir şeylerin?

Sabahın köründe ne içeceksin Neco?

Kahve yeterli.

Ok. Kaynamasını bile beklemediği suya iki kaşık kahve atıp eline tutuşturdu Neco’nun

Sabah işlerim var üç saatim kaldı. Umarım anlatacakların kayda değer şeylerdir.

Evet! Kadın bilgisayarın başına oturdu. Işığı bütün yüzünü ve açıkta kalan boynunu kapladı.

TV’nin gürültüsü ve adamın horultusu olmasa beni de çoktan fark ederdi diye düşündüm. Birkaç

dosya karıştırdı, CD’ye yükledi Yaptığı iş ve kontrol on dakikayı bulmamıştı…

Sonra ne oldu Neco?

Sonra o CD’yi masanın ucuna yerleştirir gibi yavaşça bıraktı ve odasına çekildi. Kapıyı

kapatırken bana doğru direkt baktı. Yavaşça kapıyı kapadı.

O zamana kadar ayakta duran Sami oturdu koltuğa

Ciddi misin?

Evet.

Ver şu CD’yi?

Hayır, önce neler olduğunu bilmek istiyorum.

Tanışıyoruz diye kanki olmadık Neco; senin işine yaramaz!

Ama dosya bende değil mi?

O içeride yatan adamla yıllar öncesine dayanan bir dostluğumuz var. Ticari hayatta yolunu

aldı ben siyasette. Bir gün benim siyasette ilk yıllarım. Evinde ufak özel bir parti verdi. Yıllarca parti

ile beni sömürdü. Gerisi malum! Ver şimdi.

Ok. Al bakalım.

Çok keyifliyim Neco çook! Ödemen burada al ve çık şimdi. İşlerim var.

Sehpaya cebinden çıkarıp fırlattığı zarfa bir kez daha bakmadan üst kata çıktı.

Neco da içemediği kahvesini bırakıp evden çıkmıştı.

Dışarı çıktığında dükkânlarını açmaya hazırlananları gördü. Etrafa bakındı, gazete büfesinin

önünde duran gazetelerden bir tane çekti. Sokağın ucundan köşeyi dönüp, sahil yoluna saptı.

İleride bankta oturan kadının yanına oturup ona doğru döndü.

Günaydın aşkım!

Günaydın Neco!

Elinde salladığı CD ile bir kahkaha savurdu.

Gazetede ne var?

Yıllardır ünlü kişileri ve siyasetçileri şantajları ile bezdiren ünlü iş adamı Tarık Sırrı’nın cinayet

haberi!

Aaaa! diyerek söylendi kadın.

Ben onu dün akşam bıraktığımda horul horul uyuyordu hâlbuki.

Ve birlikte güldüler bu kez

Neco:

Birileri bu ölüm haberine çok sevinecek.

“Bu sevinçleri çok sürmez ama,” diyerek karşılık vermişti kadın.



Şeyda KOÇ

www.seydakoc.com



İllüstrasyon

Mehmet SEVİNÇ

http://mehmetsevinc.deviantart.com

Hiç yorum yok: