5/14/2012
Yalnız Balıklar -öykü kitabımdan
Kafka ile tanışmam Milena sayesinde olmuştur. Kırılgan bir kadının tüm farkındalığından uzak,cilveleri üstündeyken öyle salınıverir Prag’ın soğuk taş sokakaklarında .Sonbaharın tozunun uçuştuğu sokakları etekleri süpürürken uzaklardan gelecek mektubununun cevabını düşler durur. Öylesi duru gizeminde kaybolmuş bir aşk hikayesinin kahramanı Milana ..
Yaşadıkları soylu bir aşkın soysuz duyguları törpülerken erittiği hayat parçacıklarından ibaret. Terbiye edilmiş bir nefis. Ancak gerçek aşklar insanı insani değerlerde yoğurabilir. Gerçek olmayan aşk insanı maddeye köleleştirir. Maddenin erken nihayeti kadar sevgilinin gelecekte ki birlikteliğide madde kadar değersiz ve geçicidir. Ancak nefis terbiye olunca insan ruh ikizi ile tanışınca karma olur. başka ‘’insan’’ lar arar. Kafka’nın o ruhsal vuslati Prag şehrinin sisleri arasında kaybolmuş Karluv Köprüsünde malesef bir seraptan öteye gidemeyecekti. Peki Milena’ya yazdığı gibi ya gerçekleşseydi ya elleri tenleri birbirleri ile buluşsaydı..
ama o zaman Milena Milena olmazdı ki!..onca mektup onca hüzün!
Bir an Rusya soğuğu çökmüştü ki üzerime, dışarıda akşamın ilk ışıkları çoğalırken muavin yakında yemek ve çay molasının olacağının anonsunu yapıyordu. Aynı anda Hüsna kitabını kapatıp çantasına atıverdi.
“Bizim oraların efsaneleri bitmez. Gidince bir kulak ver şehir sana anlatır’’ dedi “Biz de bir mola yapalım istersen”
*arka kapak yazı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder