8/28/2012
İSTİSMAR
Siyasi ve toplumsal meselelerin dünya ve ülke gündemini meşgul ettiği şu sıralar beni derinden etkileyen ve içinden seçip tekrar gündemde olmasını istediğim için yazıya aldığım iki konu var. Semanur bebeğin ölümüne sebep olanlar.
“Sanatına sahip çık Türkiye” diyen çığlık çığlığa bağıran sanatsever bir toplumumuz şükür ki var . Sanatçılar ve sanateverler tiyatroların özelleştirilmesine karşı. Ülkemde sanırım sanatçılar herşeye karşı olur hale geldi.
“1 Mayıs” günü ise caddeler emekzedelerin hak arama sloganlarından oluşuyor. Sloganın ötesinde yaptırım güçleri nedir? Neler yapılıyor?
Gerçek emekçiler ise haftanın Salı gününe rastlayan iş gününde çalışmaya devam etmekte!
Haberlerde arka gündem haberi diye geçen ve gazetede 3. Sayfa haberi olan Semanur bebek kimsenin vicdan durağından geçmedi. Babası döve döve ciğerini patlatıyor. Beyin kanaması geçiriyor ve bu bebek henüz iki yaşında! Anne baba hapse gönderiliyor. Etrafında bu zulme göz yuman komşu ve akrabalarının hiç mi suçu yok! Aileden sorumlu bakanlık etraflı inceleme yapsa altından kimbilir daha ne tür sebeplerin gün yüzüne çıkacağı aşikarken. Sadece anne ve baba ceza alıyor.
Bu konuları gözardı eden toplum ve konusu geçen beldede ki insanlar da o anne baba kadar suçludur, sorumludur. Kimbilir basına yansımayan kaç can daha bu topraklarda telef oluyor .
Devlet tabi ki ailesinden çok çocuklara sahip çıkmak zorunda! Çünki Avrupa kriterlerini sadece kalıp olarak Türkiye sistemine dahil etmekle sonuç alınamıyor.. Buraya gelip yetkili bir heyetin burada yaşaması gerekiyor.
Hollanda ülkesini örnekle ; her çocuk doğduğu ay itibari ile devlet kontrolunden her ay geçiyor. Her türlü bakımı rutin yapılıyor. Aklı erip konuşana kadar ki sonrasında zaten dört yaşında okula mecburi alınıyor!
****
Diğer bir konu hayvan istismarı;
Hayvanların bir iki dernekten başka haklarını yeterince koruyacak kurum ya da dernek yok mu bu memlekette?.
Sosyal medya ağında kan içinde hayvanların satanist zevkler uğruna nasıl acı çektiğinin fotoğrafları dolaşıyor. Reklamın iyisi kötüsü olmaz denir. Bizim masum yavrularımız gençlerimiz bir şekilde bu görüntülerle gözünü dolduruyor. Sadece merak duyguları onları internet üzerinde birçok sapıklığı ve sıradanlık bombardımanında uyuşmalarını sağlamaktan öte gitmiyor.
Hayvanların sadece çatısının altında olması gerekmiyor; Çoğunluğunun müslüman inancını taşıdığı bir ülkede yaşıyoruz. Çatısının altındakilerden sorumlu olduğu kadar komşusunun sofrasının zafiyetinden de mesul olunması gerektiğinin bilincinde bir toplum içindeyiz. Her Ramazan ayında ortaya çıkan hümanist çığlıklar isterim ki diğer aylarda da hayatın içinde de kendine yer bulsun .
Bu iki konuda cinsel istismar eylemlerini yazıya dökmek konusunda kelimelerim dahi yetersiz kalıyor. Duyarlı olan insanımız zaten farkındadır. Mesele o ki ne yapılmaktadır? Ne yapılabilir?
Gözardı edilen eksiklikleri elimden gediği kadar devlet kanadına resmi olarak aksettirdim. Aksettirmeye de devam edeceğim.
www.bogazicigundem 2012
Mayıs makalem
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder