Osmanlı da Bir Kadın Yazar*
İnsan olmak eğitim ve öğretimle mümkün olur,insan tüm birikimini sağlıklı gelişimini edinebilmesi için eğitim süzgecinden elediklerini iyi değerlendirmesi gerekir..Bu süreci en iyi değerlendirmeyi başarmış bir isim Ulviye Mevlan...ve onun renkli dünya görüşündeki yelpazesinde ayrı bır renk daha katmayı başarabilmiş diğer önemli isim Fatma Aliye’dir.
Tarihte çok kadınımız var. İsimleri önde anılagelmiş. Bu isimlerin başında olanlardan Modern kadın imajı ile örnekliliği olan aynı zamanda edebi eserlere sahip, ilk kadın hareketini başlatan… Osmanlı Kadın Hareketi denince akla gelen ilk isimlerden biri Ulviye Mevlan. 1913 yılında çıkardığı Kadınlar Dünyası dergisi için tüm maddi manevi varlığını seferber edip, derginin sahibi ve başyazarı olarak sorumluluk üstlenen Ulviye Mevlan, Osmanlı Müdafaa-ı Hukuk-u Nisvan Cemiyeti'ni de kurdu. Kendisi gibi onu takip eden başka yazarlarda oldu. Osmalıdan itibaren kadının dışa dönük sesini başlatan önemli yazarlar: İhsan Raif Hanım ve Emine Semiye(F.Aliye nin kardeşi) gibi. Zeynep Hanım, Ani Fatma Hanım, Fitnat, Leyla Saz .Bu hanımların en bildik ve en öne çıkan isimlerinden biri de kuşkusuz Fatma Aliye dir..
Fatma Aliye;
Dünya çapında tanınan ilk kadın romancımz olan Fatma Aliye, edebi yaşantısına 1889'da George Ohnet'in Volonte adlı romanı Meram adıyla çevirerek başladı. Bu romanı "Bir Hanım" imzasıyla çevirdi. Muhadarat, Ref'et, Udi, Enin, Namdaran-ı Zenan-ı İslamıyan önemli kitapları arasında. Yazarın ilk kitabı olan Muhadarat bugün Emel Aşa'nın çevirisiyle Enderun Kitabevi'nce yayınlanıyor"Fatma Aliye Hanım Fransızcadan yaptığı bir çeviriye kendi adını koyamayıp "Bir Kadın" şeklinde imza attığı ve bu çevirinin bir kadın tarafından yapılamayacağına inanıldığı bir dönemde pek çok alanda kalem oynatmıştır. Beş tane roman yazmış, Udi adlı romanı Fransızcaya çevrilmiş, eserleri Amerika'da 1893 yılında Dünya Kadın Kütüphanesi Kataloğu'nda sergilenmiş, kadınların her bakımdan ilerlemesi için çalışmış aydın bir yazar. Eserlerinde genellikle Osmanlıdaki kadın sorunlarına eğilmiş, onların eğitim görerek toplumsal hayatta yer alabilmeleri, hukuki ve siyasi alanlarda kazanımlar elde etmeleri için çaba vermiştir. Eserlerinde kadın gözüyle evlilik, eşler arasındaki uyum, aşk ve sevgi kavramı, birbirini tanıyarak evlenmenin önemi gibi önemli konuları işlemiştir. Hatta Tanzimat döneminin "Kadınlar, eşlerine iyi bir eş olabilmek ve çocuklarını iyi yetiştirmek için eğitilmeli" şeklindeki yaygın anlayışına karşılık Levayih-i Hayat adlı romanında "Eğitim öğrenim ne için?" sorusuna kısaca "insanın kendisi içindir" cevabını vermiş bir romancımızdır.*
Fatma Aliye'nin yazar olma serüveninde çevresindeki erkeklerin rolü dikkat çekicidir. Ahmet Cevdet Pasa gibi ünlü bir hukukçu, tarihçi ve devlet adami olan bir babanin kizi olmasi önüne açilan firsatlar bakimindan önemlidir.
Zaten Fatma Aliye çocuklugunda erkeklerin dünyasinda yasamis, evde zamaninin büyük kismini haremlikte değil, selâmlikta geçirmis. Ağabeyi Ali Sedat sayesinde de çocukluğunda önüne firsatlar çikmistir. Ağabeyinin evde özel hocalardan aldığı dersleri dinlemiş, merakından dolayı bu sirada çok sey öğrenmiştir. Ağabeyinin izniyle onun kitapliğını düzenlemiş, devamlı kitap okuyabilmiştir.
Ayrica, ağabeyi için evde kurulan kimya laboratuarında onun yaptiği deneyleri seyretmiş ve ona yardim ederken de bilime merak sarmıştır
Fatma Aliye'nin Fransizca öğrenme merakı ortaya çıkınca, babası onun için de hoca tutmuş, özel hocalardan bazı dersler görmüştür. Fakat evdeki asıl eğitim çabası ağabeyisi için olmuş, Fatma Aliye de bunlardan kenarından köşesinden yararlanmayi bilmiştir. Okumayı ve öğrenmeyi kendi isteği ve çabası ile devam ettirmiş.. aslında babasi da ağabeyi de ondan bir sey beklememiş, ona özel bir ilgi gösterilmemiştir. Ahmet Mithat'ın söylediğine göre, hocaları da bir kızın eğitilebileceğine inandıklarından değil, deneme olsun diye Fatma Aliye'ye ders göstermişlerdir.
Fatma Aliye, bulunduğu aile ortamindan sadece doğal olarak yararlanmıştır. Ama evlenene kadar önü de kapatılmamıştır.
Kaynak:*(Ahmet Mithat, Fatma Aliye, Bir Osmanli Kadin Yazarin Dogusu, s.76)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder